MERSİN PSİKOLOG
Tetikleyiciler: Bazı Durumlar Bizi Neden Bu Kadar Rahatsız Eder?


Hayatımız boyunca karşılaştığımız bazı durumlar, olaylar, insanlar veya işittiğimiz sözler, çoğu zaman sebebini bildiğimiz veya bilmediğimiz bir şekilde bizi rahatsız edebilir. Çoğumuzun yaşadığı bu durumun sebebi ne olabilir? Neden bazı olaylar, nispeten daha küçük gibi görünse de daha farklı etkiler bizi?, neden daha yoğun duygulara sürükler ve bazen kendimizden hiç beklemeyeceğimiz tepkiler vererek kendimizi ve diğerleri şaşırtırız? Neden bazı olaylar diğerlerine göre bizim için daha anlamlıdır?
Bunun sebebi aslında tahmin edeceğiniz üzere bizim bu olaylara yüklediğimiz anlamlardır. Yaşanılan olaya yüklenilen anlam ile yoğun duygular hissettirir ve belirli bir düzeyde rahatsızlık verir. Böylece aynı durum, olay, olgu bizim için sıradan olmaktan çıkar. Tetikleyicimiz haline gelir. Tetikleyici, geçmişte yaşadığımız olumsuz bir deneyimle bağlantılı olan ve o deneyimi zihnimizde yeniden canlandıran bir durumdur. Bu durum, çoğu zaman bilincimizin gerisinde saklanan duyguları açığa çıkarır ve aniden yoğun karmaşık duygular yaratabilir.
Neden Bazı Durumlar Daha Rahatsız Edici Olur?
1. Geçmiş Deneyimlerin Etkisi: Travmatik veya zorlayıcı deneyimler, beynimizin tehlikeye karşı duyarlılığını artırır. Benzer bir durumla karşılaştığımızda, beynimiz otomatik olarak “tehdit” algısı oluşturur. Bu tehdit algısı bizim için aslında bir savunma mekanizmasıdır ancak kişi içinde bulunduğu duygu durum sebebiyle genellikle bunun farkına varamaz ve beden alarm seviyesine geçer. Yaşanılan rahatsız edici deneyimleri, kişi çeşitli durumlarda tekrar yaşıyormuş gibi hisseder ve bu durumlara karşı verilen tepkiler travmatik deneyim anındaki ruh haline göre olur. Kişi temelde kendini korumaya almak ister.
2. Bilinçaltı Bağlantılar: Kişiler genellikle yaşanılan olay karşısındaki verilen tepkinin aşırılığını belirli bir farkındalık düzeyi ile bağlamsal bir sebebe oturtabilir. Ancak bazen tetikleyiciler mantıklı görünmeyebilir ve bağlam içerisinde anlamlandıralamayabilir. Bu bizim farkında olmadığımız, beynimizin geçmişteki deneyimleri belirli durumlarla ilişkilendirmesinin sonucu olabilir. Örneğin, çocuklukta yaşadığımız zor bir andaki olay sırasındaki ortamdaki koku, renk, tat, ses ile eşleşir, yetişkinlikte sıradan bir yaşantı anında bu koku, renk, tat ve sesi duyduğumuzda bizde yoğun bir rahatsızlık yaratabilir. Çocuklukta bu duyumsamalara dair anıları artık hatırlamıyor olabiliriz fakat olay, duygu bağlantısı nedeniyle bütün bu duyumsamalar artık bizim için hoş anlamlar ifade etmez. Benzer duyguları ortaya çıkarır. Bizi yoğun ve karmaşık sebebini anlamadğımız bazen de orantısız duygusal tepkiler göstermemize neden olabilir.
3. Duygusal Hassasiyetler: Duygusal hassasiyetler kişinin geçmiş deneyimlerinden, kişilik yapısından veya genetik faktörlerden kaynaklanabilir ve kişinin empati düzeyine ve duygusal zenginliğine göre duygusal hassasiyetin derecesi değişebilir. Çocuklukta yaşanan travmatik bir olay, çocuklukta yaşanan bir ihmal veya reddedilme durumu, kişinin belli durumlara karşı daha hassas olmasına ya da sosyal ortamlarda daha kolay tetiklenmesine yol açabilir. Kişinin çocukluktaki bu deneyimleri ilerleyen yaşlarda benzer durumlarda temkinli olmasına veya kaygılı hissetmesine yol açabilir.
Tetikleyicilerle Başa Çıkmak
Tetikleyicilerle karşılaştığımızda tepkimizi kontrol etmek zor olabilir, ama bazı stratejiler öğrenmek işe yarayabilir. Bu tür stratejiler kişinin duygusal hassasiyetlerinin ve bilişsel yapılanmasının farkına varmasına, bireyin kendisini daha iyi anlamasına ve tetikleyicilerle başa çıkma yollarını geliştirmesine yardımcı olur.
Farkındalık: Tetikleyicilerle başa çıkmanın ilk adımı, neyin biz de güçlü bir duygusal tepki yarattığını fark etmektir. Farkındalık, otomatik pilottayken verdiğimiz tepkilerin arkasındaki duyguyu, düşünceyi ve geçmiş deneyimi en önemlisi ona yüklediğimiz anlamı görmemizi sağlar.
Özellikle bazı durumlarda verdiğimiz tepki, o anki olaydan çok daha büyük olabilir; bunun arkasında bilinçaltımız geçmiş bir deneyimi hatırlatıyor olabilir. Bu yüzden kendinize “Şu anda beni rahatsız eden tam olarak ne?” sorusunu sormak iyileştirici bir kapı açar.
Farkındalık oluşturma sürecinde şunlar yardımcı olabilir:
Tetiklenme anında beden duyumlarını izlemek (kalp atışı, nefes, gerginlik),
Duygunun yükseldiği anı not etmek,
Durumu mümkün olduğunca yargısız bir şekilde gözlemlemek.
Bu yaklaşım, tetikleyicileri “kaçınılması gereken düşmanlar” olmaktan çıkarıp “anlamaya değer sinyaller” hâline getirir.
Duygusal Regülasyon: Tetikleyici ortaya çıktığında ilk yükselen şey çoğunlukla duygudur ve duyguların yoğunluğu tepkilerimizi belirler. Duygusal regülasyon, duyguların farkına varmayı, yoğunluğu azaltmayı ve daha dengeli bir iç alan oluşturmayı sağlar. Duygu regülasyonu için çeşitli beceriler vardır. Bu beceriler zamanla ve çok pratikle gelişir. Bu sayede gelen duyguyu bastırmadan, altında ezilmeden, onu taşıyabilecek bir kapasite ile daha sağlıklı tepkiler verebilmemizi sağlar.
Kullanılabilecek yöntemler:
Nefes egzersizleri: Özellikle 4-6 nefesi (4 saniye nefes alma, 6 saniye verme) sinir sistemini yatıştırır.
Duyguyu adlandırmak: “Şu anda öfkeliyim, kırgınım, kaygılıyım” demek duygunun yoğunluğunu azaltır.
Kısa mola vermek: Tetiklendiğin anda birkaç saniyelik duraklama, kontrollü tepki verme fırsatı yaratır.
Kendine yatıştırıcı telkinler: “Şu an güvendesin.”, “Bu duygu geçecek.” gibi ifadeler sinir sistemini destekler.
Duygusal regülasyon, tetikleyici her ortaya çıktığında yeniden bağ kurabileceğin içsel bir güven alanı oluşturur.
Profesyonel Destek: Bazı tetikleyicilerin etkisi bizim başetme kaynaklarımızla halledebileceğimizden daha fazla olabilir. Bu tarz tetikleyiciler geçmiş travmalarla, çocukluk deneyimleriyle ya da ilişkisel yaralarla bağlantılı olabilir. Yoğun veya sık tetikleyiciler hayat kalitenizi etkiliyorsa, hissedilen duygunun yoğunluğu uzun sürüyorsa bir psikolog veya terapistten destek almak önemlidir. Böyle durumlarda profesyonel destek almak hem daha hızlı hem de daha sağlıklı ilerlemeyi sağlar. Terapistler, tetikleyicilerin temel nedenlerini keşfetmene, duygusal yüklerini hafifletmene ve yeni başa çıkma becerileri kazanmanı destekler.
Görüşmenin profesyonel bir alanda yapılması ile de, kişinin duygusal güvenliğini koruyarak daha önce yüzleşmekte zorlandığı konulara yaklaşmasına yardımcı olur. Tetikleyicilerin neden oluştuğunu anlamak ve bunlarla daha olgun yöntemlerle baş edebilmek için terapi süreci güçlü bir rehber olabilir.
Sonuç
Tetikleyiciler, bizi rahatsız eden ve bazen kontrolümüz dışında tetiklenen duygusal tepkilerdir. Onları anlamak ve farkında olmak, kendimizi daha iyi tanımamıza ve duygusal dayanıklılığımızı arttırmamıza yardımcı olabilir. Tetikleyiciler geçmiş olumsuz deneyimler, bu deneyimlerin bilişsel yapılanması ve bu deneyimlerin getirdiği duygu durumundaki yoğun artışın, günlük hayatımızı kesintiye uğratmasına ve kişinin kendisiyle ilgili anlam veremediği tepkileri ortaya koymasına neden olur. Tetikleyiciler çeşitli sebeplerle ortaya çıksa da hepimizin hayatında olabilecek bir durumdur.
Bu tetikleyicilerle olan başetmeleriniz de çeşitli becerileri halihazırda kullanıyor olabilir veya yeni çözüm yolu arayışında olabilirsiniz. Bu nokta da size iyi gelebilecek en önemli adımın farkındalık ve duygusal regülasyon olduğu unutulmamalıdır. Tetikleyiciler sizde olan bir zayıflık, güçsüzlük değil, geçmiş deneyimlerinizin bir yansımasıdır. Onları anlamak, iyileşme yolundaki en önemli adımlardan biridir.
Son olarak belirtmek isterim ki, bazı tetikleyici olay veya durumların bize getirdiği sıkıntı o kadar büyüktür ki kendimizi bununla ne yapacağımızı bilemediğiniz bir halde bulabiliriz. Siz de böyle bir yaşantı halindeyseniz psikolojik destek seçeneğini değerlendirmek sizin için daha iyi olabilir.
